Bir kent insanlara nasıl keyif verir.?
Sorunlarını nasıl çözer.
Mutlu bir yaşam vaat eder?
Biraz da bu meselelere kafa yoralım istedik
Şimdi…
Bir kenti kent yapan dinamikler vardır.
Bunlar kentlerin olmazsa olmazlarıdır.
Nedir bunlar?
Kent gönüllüleri ve sivil toplum kuruluşları…
Bunların hepsi bulundukları kenti daha ileriye taşımanın tasarımını ve çalışmasını yaparlar.
Bireylerin mutluluğu için platform oluştururlar.
Birbirleriyle sürekli görüş alışverişinde bulunurlar.
Amaç ; kentin refah düzeyini artırma ve var olan ortamı yaşanabilir kılmadır.
Bu yaklaşımla Karabük’e baktığınızda ne görüyorsunuz?
Yani…
Yaşanabilirlik adına…
Ortada birçok şey varmış gibi görünüyor.
Bunların birçoğu kafa ütülüyor.
Siyasetçiye seçim malzemesi olmuş durumda.
Hepsinin üstünde gelecekle ilgili siyasi hesaplar cirit atıyor desek yeridir.
İşte….
O zaman yaşanabilirliği konu alan projeler bir türlü tat vermiyor.
Demek ki manzara çekimi yapmakla işler yürümüyor.
Memleket lafla idare edilseydi her yer güllük gülistanlık olurdu.
Ama lafa söz karışıyor…
Her şey birdenbire karmaşıklaşıveriyor.
Ne demiş atalarımız.
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
Toplumsal sorunları yerinde ve zamanında çözmek için anlamlı çalışmalar yapmak gerekiyor.
Bazen çalışmakta yeterli olmuyor.
Öncelikle aşılması gereken engelleri çok iyi bilmek gerekiyor.
Diyelim ki bildiniz….
Ancak bu seferde engelleri çıkaranlarla baş etmeniz gerekiyor.
Çıkar çevrelerini alt etmek öyle kolay bir şey değil.
Bunun için…
Sabır gerek.
Ayakta kalmasını bilmek….
Bilinçli olmak gerek.
Dikkat edin…
Dillendirilen hedeflere geç ulaşıyoruz.
Arada bir debeleniyoruz.
Gel gitler oluyor.
Falan filan…
Gerçi…
Ama…
Yapılanlar , yapılmak istenenler bir türlü tat vermiyor.
İhtiyaçları karşılamıyor.
İnsanları mutlu etmeye yetmiyor.
Bu nedenle…
Kent ;yaşama sanatı ve keyfi denen süreçten nasibini bir türlü alamıyor.
Bu durumda umutlarımızın üzerine sünger çekmek zorunda kalıyoruz.
345